7 Ocak 2017 Cumartesi

Define Haritası'na Yolculuk




DEFİNE HARİTASI  HAYATIMIZIN HER YERİNDE


1) MÜZİKAL STAND UP

                                       DEFİNE HARİTASI'NA BİR DE BU YÖNDEN BAKALIM :)

  2) TİYATRO               



12 Aralık 2016 Pazartesi

Belgesel Çalışması

                                   DİDİM'İ KEŞFEDELİM

Sınavların kötü geçmesinden ve çocukların psikolojisinin yerlerde olmasından dolayı ders işleyişimde biraz değişiklik yapmaya karar verdim. Aklımdaki plan yerli yerine oturmuştu. Ailelerden ve idareden aldığım tüm izinler sonrasında çocuklar için 1 haftayı kapsayacak ders aktivitesi hazırlamıştım. Amaç ders olsa da bu aktivite çocuklar için tatil kıvamında olacaktı. İlk olarak tekne turundan başlamaya karar verdim. Bulunduğumuz bölgede anlatacağım konuya ilişkin adaya ve koylara bu şekilde gidebilirdik. O yüzden güzel bir deniz havası eşliğinde koylar, göller, dağlar ve adalar konusunu işleyecektim. Bu tekne turunu doğa yürüyüşleri, kamplar, atv gezileri, bisiklet turları takip edecekti.
Gezimizin ilk günü Didim’in Altınkum sahilinden tekne turu ile başlamıştı. Sabah öğrencilerim ile tekne turuna çıktık. İlk durağımız Marmaris Koyu’nun hemen girişinde yer alan yarımada özelliği taşıyan Cennet Adası. Burada teknelerden inip öğrencilerim ile adanın muhteşem doğal güzellikleri arasında yürüyüş yaparak adayı keşfe çıktık. Yalancı Boğaz’dan geçerek yarımadamızı hem gezip hem de coğrafya bilgilerimizi tazeledik. Öğrenciler ada hakkında konuşurken farkında olmadan coğrafyayı sevmeye başladılar. Hepsi o kadar neşeli ve heyecanlıydı ki tüm sınav stresinden ve kasvetinden kurtulmuş bir şekilde gördüklerini birbirleri ile tartışıp bir yandan da fotoğraflarını çekmeyi ihmal etmediler. Ada gezimiz bittikten sonra teknemize geri dönüp diğer koya yol aldık. Sıradaki koyumuz Akbük’teki  Bozbük Haydar Koyu. Bozbük Milas’a bağlı iki körfez arasında kalan bir yarımada ve burası 250 yıllık bir geçmişe sahip hem tarihi hem de doğal güzellikleri ile tekneden iner inmez öğrencilerin mest olduğu ve gezmeye can attığı bir yer olmuştu. Bu koy Milas koyları arasındaki en uzun şeride sahip bir doğa harikası. Öğrencilerim ile bu adayı ilk önce kıyı şeridinden başlayarak gezmeye karar verdik. Çocuklar kıyının temiz ve berrak oluşu karşısında hayrete düştüler. Bunun üzerine “öğretmenim denize girebilir miyiz? “soruları da tabi ki hemen havada uçuştu. Bende öğrencilerimle beraber denizin ve bu güzel manzaranın tadını çıkarma taraftarıydım. Yüzerken Akbük Dağları’nın koyla ahenk içinde bir kartpostallık görünümü hepimizin dikkatinden kaçmamıştı. Görkem “hocam daha önce coğrafya dersi bana zor ve sıkıcı geliyordu fakat bugün ne kadar yanlış düşündüğümü gördüm.“ demesi doğru yolda olduğumu göstermişti. İşte bu yüzden öğretmen olmayı ve onlara yeni dünyaların kapısını açmayı kendime ilke edindim. Bu güzel sohbetten sonra tarihi bir lokantada yemeklerimizi yedikten sonra Bozbük çevresinde trekkinge çıktık. Bu sağyede koyda sadece denizin güzelliğinden ibaret olmadığını çok değişik bitki formasyonlarının ve ağaç topluluklarının da olduğunu gördük. Bu yöreye ait birçok bitki türü ve hayvan barındırıyor Bozbük Koyu. Çocuklar buradan ayrılmak istemediler. Zaten akşam olmuştu bende çocukların sevineceği haberi onlara verdim. “Bugün burada kamp yapacağız çocuklar“ dediğimde hepsinin gözlerindeki ışık bana yetmişti. Tekneden çadırlarımızı alıp kurmaya başladık herkes o kadar mutluydu ki şarkılar eşliğinde işler imece usulü hemen bitivermişti. Sonra kampın olmazsa olmazı olan kamp ateşini yakmak için çalılıkların içine daldık birkaç öğrencim ile çalı toplayıp tekrar alana geldik. Akşam yemeğimizi de yedikten sonra kıyıya denizi izlemeye ve sohbet etmeye indik. Yıldızların ışığı denize vurunca muhteşem bir yakamoz çıkmıştı. Muhabbetler o kadar koyuydu ki saatin nasıl geçtiğini anlamamıştık. Yatma vakti gelince herkes çadırlarına geçti yarın bizi yoğun bir gün bekliyordu. Sabah diğer koya gitme vaktimiz gelmişti. Akvaryum Koyun’a geldiğimizde herkes çok şaşırdı çünkü; burası adeta bir lagünü ve durağan bir gölü andırıyordu. Melis hemen: “hocam burası lagün mü?“ diye sordu. Bende:” hayır Meliscim burası sığ bir deniz olduğu için bu şekli almış. Lagüne benzetmen çok normal. Koya indiğimizde ayaklarımıza tertemiz kumlar geldi sadece.Kumdan oluşan bu deniz muhteşem bir manzara oluşturuyordu. Bu koyda aktif hayat olmadığı ve ağzı neredeyse kapalı olduğu için durgun olan koyda fazla vakit geçirmeden Akbük Saplı Ada’ya rotamızı çevirdik. 10 Çakıl Taşı Toplandığında İnsan Ömrünün 10 Yıl Uzadığına İnanılan Doğal Güzellik Saplı Ada Tepeden Bakınca Bir Kaşık Görünümüne Benzeyen Bu Harika Manzara Didim' de Akbük'ün Simgesi Haline Gelmiştir. Burası tombolaya benziyor zira ada ile kıyı arasında yürüyerek varabiliyoruz. Tekneden inip adayı keşfe başladık. Burası MÖ.1500’lü yıllarda Ege Denizi’ndeki bir volkan patlaması sonucunda oluşmuş bir ada. Üstten baktığınızda kaşık görünümüne sahip. Denizin içine elimizi daldırınca bu anlatılanların doğru olduğunu anlıyoruz çünkü elimize denizin içindeki küller geliyordu. Hiç şüphesiz çocukların en çok dikkatini çeken yerlerden biri oldu burası. Sonra ada turumuz bitince yürüyerek kıyıya çıktık ve muhteşem lokantası ve manzarası eşliğinde kahvaltımızı yapmaya koyulduk. Kahvaltıdan sonra dönüş vaktimiz gelmişti ve rotamızı Altınkum Limanı’na cevirdik. Günün geri kalan kısmını da öğrencilerim ile Didim’i ve tarihi güzelliklerini bisikletlerimizle keşfetmeye ayırmıştık. Bütün günümüzü alan bu etkinlikten sonra öğrencilerim ile orman kampında kamp yaparak ve gezdiğimiz yerlerin sohbetleri eşliğinde günü tamamlamayı düşünüyorduk ama hesaba katılmayan olaylardan habersiz olarak! Kamp alanına geldiğimizde akşam olmuş ve karanlık iyiden iyiye çökmüştü. İlk olarak kampımızdaki restorant ta denize karşı yemeklerimizi yerken öğrencilerimden biri kampın olmazsa olmazı olan efsanelerden bahsedip burası içinde bir efsane olup olmadığını sorunca benden önce meraklı öğrencim Uzay:”KANLI GELİN EFSANESİ’Nİ “söyleyince herkes bir anda korkuya kapıldı. Çünkü akşam karanlığı iyiden iyiye çökmüş ve herkes o kadar yorgundu ki bir anda gözüne far tutulmuş tavşan gibi oldular. Ne kadar korksalar da efsaneyi duymak istediklerini söyleyince bende bir Didimli olarak ve bu hikayeyi bilen birisi olduğum için onları kıramadım ama bunu yemekten sonra ateşin başında anlatacağımı söyledim ve yemeğimize devam ettik. Ateşimizi yakıp etrafında çember oluşturup yerlerimizi aldık ve beklenen efsaneyi anlatmaya başladım.

­­_Çok eski zamanlarda Didim’de birbirini çok seven bir çift varmış. Fakat bir türlü evlenmelerine izin verilmiyormuş. Onlarda evlenmek için her türlü yolu denemişler fakat ne çare… En son kız gelinliğini giyip Orman Kampı yani eski adıyla “Tavşan Adası Burnu’na gelmiş ve sevdiği adamada haber vermiş. İki genç adanın yamacında konuşmaya başlamışlar. Erkek neden gelinlik giydiğini sormuş kıza. Kızda“ bu gelinlik benim en mutlu günümde giymem gereken bir kıyafet iken şimdi benim kefenim olacak demiş.“ Ama üzülme sevdiğim şuanda benim en mutlu günüm çünkü senle sonsuza kadar kavuşacağız.” dedikten sonra kendini yanında getirdiği hançer ile kalbinden yaralar ve gelinlikle kendisi kanlar içinde kalıp dengesini kaybeder ve adanın uçurumundan denize düşer. Sevdiğinin acı sonunu gören erkek de sevdiğinin arkasından atlar ve kızında dediği gibi sonsuza kadar kavuşurlar fakat bu olaydan sonra tavsan adası onların kehanetine kapılır. Bu kehanete göre ruhları hala buradadır ve bazıları gelini gördüklerini söyler. İşte gençler buranın efsanesi de bu kadar. Dedikten sonra çocuklar korkmuş ve üzüntülü yüzleri ile bana bakıyorlardı. O kadar etkilenmişlerdi ki tek başlarına bir yere gidemiyorlardı. Kızlar toplu halde tuvalete gittiklerinde ise bir anda bir çığlık sesi duydum ve bende bir anda korktum ama bunu belli etmemeliydim çünkü cesaret vermem gereken öğrencilerim vardı. Hemen tuvalete koştum ve korkup birbirine sarılıp yerde oturan kızları gördüm. “Ne oldu?“ diye sorunca: Tuvalette bir anda bir karaltı olduğunu ve çok ürkütücü sesler geldiğini söylediler. Sonra onları oradan çıkardıktan sonra etrafı incelemeye başladım ki beklenen ipucunu bulmuştum bile. Bizim afacanlar kızları korkutmak için böle bir plan kurmuşlar tek tek onları bulup kızlara neler yaptıklarını anlatıp özür dilettim fakat o kadar korkmuşlar ve inanmışlar ki hala etkisindeydiler. Neyse ki ilerleyen saatlerde ateşin etrafında şarkılar koyu muhabbetler derken herkes eski haline dönmüştü ki buda benim içimi ferahlattı. Birde Tam yatmaya gideceğim sırada Görkem “sınıfın haylazı ama bir o kadar da saygılı öğrencisi geldi yanıma. “Hocam: “Bunu nasıl başardınız dedi. “neyi? Dediğim de bana: “Ben ve benim gibi birkaç arkadaşıma coğrafyayı sevdirmeyi ve bize bu zor gelen dersin aslında ne kadar kolay ve eğlenceli olduğunu göstermeyi “işte o gün anladım bu mesleği ne kadar sevdiğimi, ne kadar doğru bir yolda olduğumu… Bu konuşmadan sonra gezideki en iyi rehberlerimden biri Görkem olmuştu. Bir öğrencimi bile bu derse kazandırdığım için gezi artık bana daha da eğlenceli gelmeye başlamıştı ki bu konuda yalnız olmadığımı görmekte güzeldi. Sabah erkenden kalkıp kahvaltı faslı bitince yeni durağımızı Akbük ve Kazıklı Köy’ü olarak belirledik. Bu sefer araba eşliğinde bir gezi olacaktı çünkü Akbük Didim’in bir beldesi ve deniz yoluyla Kazıklı’ya geçmek pek de mümkün değil. Akbük’e vardığımızda çok bilinmeyen hatta dağların bir sır gibi sakladığı varlığından pek de haberi olunmayan Fransızlar kampının olduğu koya geldik. Çocuklar önce hocam orman yürüyüşüne mi çıkacağız dediler. Haklı olarak nedeni de ağaçlardan dolayı koyu görememeleriydi. Sabırlı olmalarını birazdan çok güzel bir manzarayı göreceklerini söyledim. Yürüyerek kampa girdiğimizde öğrencilerimin hayretle bakan yüzlerini görmek gülmeme neden olmuştu. Burası daha önce Fransızların bir kampı iken şuan bu durum değiştiği için herkes girebiliyordu. Buradaki ziyaretimizde bitince Kazıklı Köyü’ne doğru yola çıktık. Kazıklı dağlık ve ormanlık bir alan olduğu için öğrencilerime atv ile gezi yaptırmayı planlamıştım tabiki onlar bundan habersizdi. Kazıklı’ya varınca öğrencilerime atvler ile doğa gezisine çıkacağız ama kurallardan çıkmak yok bu biraz tehlikeli bir araç gibi uyarıları mı da yaptıktan ve sözleri aldıktan sonra atvlerimizle yola koyulduk. Muhteşem bir dağ ve orman havası vardı burada zaten Didim Akbük havası ve denizleri ile ün yapmış bir bölgeydi. Sarp ve zorlu yollardan geçerek turumuzu tamamladık. Çocuklar arabalara bindiğinde ne kadar yorgun olduklarını arabaya biner binmez kendilerini uyku moduna bırakınca anlamıştım. Didim’e varıp Mavişehir’de mola verdik ve akşam yemeklerimizi sahile sıfır bir restorantta yedikten sonra kampımıza geri dönüp günün kritiğini yapıp doğru yataklara geçtik. Çünkü sabah yeni bir maceraya atılmanın vaktiydi. Sabah uyanınca çocukları arabada topladım ve kahvaltı yapıp hem de gezeceğimiz Bafa Gölü’ne götürmek üzere yola çıktık. Bafa Gölü Muğla ve Didim sınırları arasında kalan Büyük Menderes’in taşıdığı alüvyonlardan oluşan sığ bir tatlı su gölüdür. İçinde bir çok fauna barındırır. Bafa’ya gelmeden hemen yolun kenarında çok güzel gözleme yeri vardı orada durduk ve buranın meşhur zeytinyağı, otları ve peyniri ile yapılan gözlemelerimizi organik domates,zeytin ve odun ateşinde pişen çaylar eşliğinde yaptık. Kahvaltıdan sonra Bafa Gölü’ne geçip buradaki doğal yaşamı fotoraflamaya başladık. Burası yerli yabancı birçok turistin ve kuş gözlemcilerinin uğrak yeriydi ki biz gittiğimizde de kalabalık gruplar bunları kanıtlar nitelikteydiler. Öğrencilerim ile kıyıdaki gezintimiz bitince gölü keşfe çıktık tekneler ile. Bu göl sığ olduğu ve durağanlığından balıklar ile kuşların ahenkli dansları hepimizin dikkatinden kaçmamıştı. Çocuklara en çok neresi dikkatlerini çektiğini ve nereyi beğendiklerini sorduğumda hepsi burayı çok beğendiklerini söylediler. Aralarında bazıları bu gölün bu kadar büyük olduğunu düşünmüyormuş. “onların tabiri ile hocam ama bu göl değil ki demeleri de bunu kanıtlıyordu. Buradaki gezimizde bitince dönüş yoluna çıktık artık gezimiz bitmiş bir haftalık süremiz dolmuştu ama ben kuzularımdan ayrılmak istemiyordum. Bu gezi onlara ne kadar çok şey kattıysa aynı derecede bana ve meslek hayatıma da unutamayacağım anılar ve güzellikler katmıştı. Şimdi artık veda vaktiydi… Tam vedalaştık öğrencilerimi ailelerine teslim ettim derken arkamdan bir grup kişinin bana sarılıp: “ Hocam sizi çok seviyoruz iyi ki bu geziyi düzenlediniz.“ Seslerini duymak benim için paha biçilemezdi…


Makale bilinmeyen kelimeler


    Cercis İkiel Makalesi Bilinmeyen Kelimeler


                  CERCİS İKİEL MAKALESİ BİLMEDİĞİM KELİMELER
Talveg
Akarsu yatağının en derin yerlerini birleştiren çizgi.             
       


























Dalgalı arazi
Yeryüzündeki engebelerin, çok uzun bir dönemde akarsu, rüzgar, buzul gibi dış etkenlerle aşındırılması sonucunda oluşan, deniz seviyesine yakın yükseklikteki, hafif dalgalı düz arazi.

























Gedik
coğrafya'da dağ geçidi anlamına geliyor.





















Relief
Yer şekli.


Radyometrik
Yaş saptama yöntemi. Maddelerin; parçacıkların ya da elektromanyetik ışıma yoluyla kendiliğinden kütle yitirme özelliğine radyoaktiflik denir. Radyoaktif azalma özelliğinden yararlanarak kayaçların ya da herhangi bir maddenin yaşını kesin bir biçimde saptama yöntemidir.
Miyosen
Miyosen, jeolojik devirlerden Üçüncü (Senozoik) zamanın Neojen dönemine ait bir bölümdür. Günümüzden 23,03 ila 5,33 milyon yıl öncesine karşılık gelir. Miyosen terimi Charles Lyell tarafından adlandırılmıştır. Yunanca μείων (meiōn, “daha az”) ve καινός (kainos, “yeni”) sözcüklerinden türemiş olup "daha az yakında" anlamına gelir, çünkü deniz omurgalı türleri sayısı Pliyosen'dekinden %18 daha düşüktür. Miyosen, Oligosen bölümü izler, ve Pliyosen bölüm tarafından izlenir. Miyosen, Neojen dönemin ilk bölümüdür.

Tetis
Tetis Okyanusu, (Tetis Denizi) Paleozoik-Mezozoik-Erken Tersiyer süresince Gondvana ve Laurasia arasında batı-doğu yönünde uzanan eski okyanustur.

Neotektonik
 Miyosen sonrası yaşlı tektoniğe bu ad verilir. Bu dönemdeki yapılara ise Neotektonik Yapılar adı verilir.

Transform
İki levhanın birbirine göre yatay doğrultuda hareket etmesi sonucunda oluşan bölge zon Transform Fay Sınırı veya kısaca Transform Fay olarak adlandırılır. Transform faylar tek tip olarak doğru atılımlı fay levha sınırı olarak sınırlandırılabilir.



Ada Yayı
Adalar dizisi(yayı); çoğunlukla birbirine yaklaşan iki tektonik plaka arasında bulunan sınıra, paralel ve yakın olarak konumlanan, yay şeklinde hizalanmış, volkan zincirlerinden oluşan takımada, yani içinde çok ada olan bir deniz türüdür.

Rift
1.Yarık, gedik, çatlak
2.Ara açılması: yarmak, çatlatmak, gedik açmaik.
3.Yarmak, çatlatmak

Drenaj
Topraktaki fazla suların akıtılması

Antesedans olayı
Herhangi bir kara kütlesi yükselmeye uğrarsa ve bu kütle üzerinde daha önce kurulan akarsu kütleyi yararsa, bu olaya antesedans olayı, akarsuyun açtığı, yardığı vadiye de Antesedant yarma vadi denilmektedir.

Sübsidans
Sübsidans, üst atmosferde soğuyarak ağırlaşan havanın yeryüzüne inmesi olayıdır. Konveksiyonel hava hareketlerinden yukarıdan aşağıya doğru olandır. Sübsidans gerçekleşen yerde bağıl nem azalır, bulutlar kaybolur, hava kuraklaşır. Kışın gökyüzünün açık, bulutsuz ve çok soğuk olduğu günler iyi birer örnektir. Sübsidans hareketi, oluşum şekline göre üç farklı kategoriye ayrılır:
Termik sübsidans: Yalnızca sıcaklık değişimine bağlı, soğuk bölgelerde havanın ağırlaşarak çökmeye zorlandığı yerlerde görülür.
Orografik sübsidans: Yalnızca rüzgar altı yamaçlarda görülür.
Dinamik sübsidans: Yalnızca antisiklon alanlarında görülür ve bundan ötürü termik sübsidans ile karıştırılır.

Depresyon
Çökme sonucu oluşan ve en az iki kenarında yüksek alanların bulunduğu çukur alan. Latince depressio çökün tüye uğrama, çöken yer, çökme kelimesinden yapılmış bir terim. Depresyonun başlıca iki ayrı anlamı vardır Yeryüzünün çökmüş çukur yerleri ile ilgili anlamı, dilimizde çöküntü alanı terimiyle karşılanır. Havanın alçak basıncı ile ilgili anlamı, dilimizde döngü ile karşılanır.




Sürempozisyon
Tortul kütleler üzerine kurulan akarsuların, tortul kütleyi aşındırarak altta bulunan eski temele saplanma olayıdır. Bu şekilde açılan vadilere sürempoze veya epijenik yarma vadi denilmektedir.

Buzul dili
Sirkten çıkan buzulların vadi boyunca sarkan kesimi. Bir buzulun beslenme yeri olan buzkar (b. bk. alanından daha aşağı uzanan bölümü. Bu bölümün ucundan erimiş buzul suları akar, dereler doğar.

Modifikasyon
 canlılarda çevrenin etkisiyle meydana gelen ve kalıtsal olmayan özelliklerdir. Çevre koşulları (ısı, sıcaklık, besin) bazı genlerin çalışmasını değiştirebilir. Bundan dolayı ortam koşulları eski haline dönünce canlıda eski haline döner veya oluşan karakter oğul döllere aktarılmaz. Lamarck'ın gözlemleri modifikasyona örnektir. Yapılan birçok araştırma modifikasyonların kalıtsal olmadığını göstermiştir.
Günlük Sıcaklık Amplitüdü: Günlük ekstrem değerler arasındaki fark. Günlük sıcaklık farkı.

Kıta Yamacı
Şelf ile derin deniz platformunu birbirine bağlayan bölümdür.



MAKALE KELİMELER


CERCİS İKİEL MAKALESİ KELİMELERİ




Makale ve Görselleri


MAKALE VE GÖRSELLERİ


CERCİS İKİEL MAKALESİ
COĞRAFİ KONUM
Türkiye,Kuzey Yarımküre de 35 derece 40’ 42 derece 06’ kuzey paralelleri ile 25 derece 40’ 44 derece 48’ doğu meridyenleri arasında yer alır.



Eski dünyayı oluşturan
 Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının merkezine yakın bir yerde bulunan Türkiye toprakları Atlas Okyanusu’nun bir kolu olan Akdeniz ile ona bağlı Ege Denizi,


Marmara Denizi ve Karadeniz ile çevrili olup iki yarım adadan oluşur.



Karadeniz ile Akdeniz arasında geçişi sağlayan İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı Türkiye toprakları içerisinde kalan önemli bir su yolu olmalarının yanı sıra Asya ve Avrupa Kıtalarının ayıran tabi bir sınır olarak da kabul edilir.


SINIRLAR
Sınırları çok uzun ve farklı özellikler gösteren Türkiye’nin kara sınırları 2753km.Deniz sınırları ise 5800km.nin üzerindedir.


 Y  mmmmanı sıraYHDF

FGG
Yunanistan sınırı; Bulgaristan sınırının bittiği yerden başlayıp Ege Denizi’ne kadar Meriç nehrinin talveg çizgisini izler.


Fiziki Coğrafya Özellikleri
Yer Şekilleri
Bu durum alçak ovaların az buna karşılık yüksek yaylaların geniş yer tuttuğu blok halinde yükselmiş bir arazi yapısını ortaya koymaktadır

Türkiye’de yükselti ve eğim değerlerinin fazlalığı Anadolu’nun orojenik ve epirojenik olaylarla yükselmesi, volkanizma sonucunda çıkan önemli oranda magmanın kabuk üzerine eklenmesi, Akdeniz ve Karadeniz’in tabanlarının alçalmaya uğraması ile ilgilidir.


Menderes Masifinin radyometrik yöntemlerle yapılan yaş tayinlerine göre 500 milyon yıllık bir evrimin sonucudur.


Afrika-Arabistan plakasının kuzeye doğru yer değiştirmesi ile Tetis jeosenklinali içerisinde bulunan muhtelif safhalarda kıvrılması neticesinde Türkiye topraklarının jeolojik iskeletini oluşturan orografik birimler meydana gelmiştir.



Orta miyosende başlayarak büyük ölçüde artan kompresyonel kuvvetlerin etkisi ile bu olgun  relief, düşey ve yanal atılımlı faylar ile kırılmış,  blok hareketleri gerçekleşmiş kubbeleşme biçiminde yükselerek Anadolu  yeniden canlı bir aşınım alanı haline gelmiştir.






Bu dönemde kompresyonel kuvvetlerin etkisi ile yer kabuğunun kırılması ve blokların birbirine göre yer değiştirmesi ile transform faylar ve bu faylar boyunca oluk biçimli vadiler oluşmuştur.


Türkiyede yer şekillerinin oluşturan ana birimler; dağlık alanlar, ova ve havzalar, plato ve yaylalar, karst topografyası, glasyal şekiller ile tabakalı yapılar üzerindeki topografya şekillerinden meydana gelmektedir.


DAĞLIK ALANLAR
Türkiyede dağlık alanlar genel olarak batı-doğu doğrultusunda uzayan sıralar halinde bulunmakla beraber bazen tek dağlar halinde de bulunmaktadır. Oluşumlarında orojenik ve volkanik hareketler ile faylanmalar etkilidir.


İzmit körfezi ile gemlik körfezi



FAYLANMA İLE OLUŞMUŞ DAĞLAR
Ege Bölgesinde kabaca kıyıya dik olarak uzanan Bozdağlar,Aydın Dağları,Menteşe Dağlarıdır.


VOLKANİK DAĞLAR
Türkiyede daha önceki jeolojik zamanlara ait volkan topografyası zamanla aşınarak silinmiş veya çok aşınmış durumda olmasına rağmen Neojen LV. Zamana ait volkanik relief  daha belirgindir.



OVALAR
TEKTONİK OVALAR

Sübsidant özellikteki  ovalar-havzalar;Türkiyede bu özellikleri gösteren ve ova niteliğinde birkaç sübsidant havza bulunur bunlar;Ergene havzası,Tuz gölü havzası ve kısmen Balıkesir havzasıdır.


Alüvyal dolgulu çöküntü ovaları;genellikle büyüklü küçüklü kırık çizgileri boyunca sıralanmış çöküntü alanlardır.

Flüviyal kökenli ovalar;akarsu boyu ovaları ve dağ eteği ovalarından oluşur.Pamukova,Orhaneli,Osmancık,Çal-Çivril,Tercan ovası Pazarören,Pınarbaşı,Gevar ovaları.


Karstik kökenli ovalar;bu ovaların esasını polye ve uvala gibi büyük karstik çukurların tabanları oluşturur.


PLATO VE YAYLALAR
Karst Topografyası
Mikro karstik şekillerden lapya adı verilen oluk ve kanalcık biçimindeki yarıntıların çok çeşitli örnekleri Türkiye’deki karstik arazilerde görülür.Yüzeydeki suları yer altına nakleden düdenlere Batı Toroslarda ve İç Anadolu’da rastlanır.Kimyasal aşınım ve çökme ile oluşan dolinler kapalı depresyonlar olup ülkemizdeki  karstik alanlarda yaygındır.

Karstlaşmanın etkili olduğu arazilerde yer altı drenajına bağlı olarak  gelişen tüneller,köprüler,mağaralar ve karstik vadilerde bulunur.







Karstik birikme şekillerinden travertenler ve traverten konileri yer altı suları içerisindeki kalsiyum karbonatın yüzeyde birikmesi ile oluşurlar.

GLASYAL ŞEKİLLER

Ağrı dağında takke buzulu gelişmiş olup dağın krater çukurluğundan beslenen 10 kadar buzul dili bulunur.

Bu duruma bağlı olarak sirkler,tekne vadiler, hörgüç kayalar gibi buzul aşındırma şekilleri ve moren depoları gibi biriktirme şekilleri gelişmiştir.

TABAKALI YAPILAR ÜZERİNDEKİ TOPOGRAFYA ŞEKİLLERİ
Tortul tabakaların yatay,manokinal,kıvrımlı kırıklı olmasıve aşınmaya karşı direnci farklı tabakalardan meydana gelmesi topografyanın gelişmesinde önemli rol oynar.Türkiye’deki yatay yapı üzerindeki topografya şekilleri;Banaz çayı havzası,Meraküm yaylası….

TÜRKİYE’Yİ ÇEVRELEYEN DENİZLER VE KIYILARIN JEOMORFOLOJİSİ 

KARADENİZ:        

                                       
 
MARMARA DENİZİ:

 
Kapıdağ yarımadası bir tombolo olup batısında plajlar bulunur.

     
EGE DENİZİ: Ege Denizi’nin Anadolu yarımadası açıklarında yer alan adaları ise Anadolu kütlesine ait kıta sahanlığı üzerinde yer alır. Bunlar Gökçeada, Limni, Sakız, Sisam ve on iki adalardır.
           
AKDENİZ: Antalya çevresinde travertenlerin oluşturduğu yüksek ve falezli kıyılar, Göksu Manavgat  arasında alçak ve alüvyal kıyılar, Alanya-Gazipaşa arasında yüksek kıyılar, Silifke’ye  kadar yüksek ancak yer yer küçük plajların yer aldığı kıyılar, Silifke-Mersin arasında rialı kıyılar, Seyhan ve Ceyhan’ın denize döküldüğü alanlarda lagün ve kıyı okların yer aldığı, İskenderun körfezi boyunca plajı ve alçak kıyılar görülür.

İklim
Türkiye bulunduğu coğrafi konuma bağlı olarak subtroikal kuşakta, akdeniz makroklima tipinin içerisindedir. Bu alanda makroiklim koşullarını akdeniz havzasında egemen olan genel atmosfer sirkülasyonu ve yıl içerisindeki değişimleri belirler.














Kış mevsiminde akdeniz çevresine nazaran bir alçak basınç alanı haline geçer. azor yüksek basıncının güneye kayması, ortadoğu ve aprupa üzerinde termik nedenlerle basıncın yükselmesi, kutbi ve tropikal hava kütlelerin akdenize yönelmesine neden olur. 

Akdeniz İklimi

Karadeniz İklimi

Marmara İklimi


Karasal İklim

Akarsu ve Göller

Göller yöresi, Akarçay, Konya, Tuz gölü, Van gölü havzaları kapalı havza, sularını denize gönderen diğer akarsu havzalarımız ise açık havzalar durumundadır.



Yeraltı suyu
Yüzeyden sızan suların geçirimsiz bir tabaka üzerinde bulunan çatlaklı, boşluklu tabakalarda birikmesi ile oluşur.

Kaynaklar
yeraltı suyunun yüzeye çıkması ile oluşan kaynaklar bakımından Türkiye zengindir.

Göller

ülkemiz oluşumlarına göre son derece çeşitli göllere sahip bulunur. bu nedenle su kalitesi yönünden farklı özelliklere sahiptir.
Eğirdir Gölü- Isparta
kireç taşlarının erimesiyle oluşan karstik göller, volkan bacalarının ağzından oluşan krater ve volkanların tepe kısmının çökmesiyle oluşan kaldera ve volkanik patlama çukurlarının sularla dolmasıyla meydana gelmesiyle oluşan tektonik göller

Bitkiler

türkiye bitkileri açısından dünyada en zengin ülkelerin başında gelmektedir. bu zenginliğin başlıca sebeplerişu şekilde belirtilebilir; iklim farklılıkları, topografi çeşitlilikler jeolojik ve jeomorfolojik çeşitlilikler deniz göl akarsu değişik su ortamı çeşitl,l,kleri, 0-5000 m arasında değişen yükselti farklılıkları üç değişik bitki coğrafyasının birleştiği yerde bulunması anadolunun doğusu ve batısı arasında ekolojik farklılıkların bulunması ve bunun floristik farklılıkların yansımasıdır.

Karadeniz Bitki Coğrafyası Bölgesi
Çalı kuşağı
kıyıdan bir kaç yüz metre yüksekliğe kadar olan sahada orman örtüsünün tahrib edilmesiyle oluşmuştur. 
Geniş Yapraklı Nemli-Ilıman Ormanlar
Kışın yapraklarını döken son derece gür ve nemli orman kuşağı.
İğne ve Geniş Yapraklı Ormanlar Kuşağı

Soğuk Nemli İğne Yapraklı Ormanlar

Akdeniz Bitki Coğrafyası Bölgesi

Kuraklığa dayanıklı, ışıklı ve sıcaklık istekleri fazla çoğunlukla her zaman yeşil ağaç ve ağaçlıklar hakim durumdadır.

Asıl Akdeniz Kızılçam Ormanları:

Maki Topluluğu
Garig Topluluğu

Subalpin Ot Toplulukları


İç ve Doğu Anadolu Bitki Coğrafyası Bölgesi
  Toprakları