KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN GÜZELLİKLER
DİDİM
SAPLI ADA
Saplı Ada Tanıtımı
Tepeden bakınca
limana bir kaşık gibi uzanan görüntüsüyle muhteşem bir manzarayı gözler önüne
seren Saplı Ada Akbük'ün simgelerinden biri.
SİT alanı olarak
koruma altına alına Saplı Ada'nın ilginç bir yapısı var. M.Ö. 1500'lü yıllarda
Ege Denizi'nde meydana gelen çok büyük bir volkan patlaması sonucu etrafa
saçılan küllerin birikimi ile oluşmuş. Günümüzde hala bu kül katmanını görmek
mümkün. Adaya ulaştığınızda toprağın birkaç santim altına bakın; bu kül
tabakasını göreceksiniz.
Akbük Koyu'nun
yaklaşık 100 metre açıklarında yer alan adaya yürüyerek de ulaşabiliyorsunuz.
Suların çekildiği zamanlarda ada ile kıyı arasında su yüksekliği dizlerinizde
oluyor.
Ayrıca bir rivayete
göre adadan 10 çakıl taşı toplayanın ömrü 10 yıl uzuyormuş.
Saplı Ada muhteşem
güzelliği ile Akbük'ün en önemli parçalarından biri.(KAYNAKÇA)
BİLGELİK VADİSİ
Bilgelik Vadisi Köprüçay “Köprülü Kanyon”
Antik zamanların taş köprüleri, son
demlerini yaşayan köyler ; bilgeliğin kuşattığı efsanevi hayatlar….Bütün bunlar
Dedegöl Dağları’ndan doğup Antalya Serik’te Akdeniz’e dökülen Köprüçay’ın 160
kilometrelik akışı...
Antik zamanların taş köprüleri, son
demlerini yaşayan köyler ; bilgeliğin kuşattığı efsanevi hayatlar….Bütün bunlar
Dedegöl Dağları’ndan doğup Antalya Serik’te Akdeniz’e dökülen Köprüçay’ın 160
kilometrelik akışı boyunca sunduğu mucizeler. Suların dağların ve masalların
coğrafyası…
Yüksek tepeler dev kayalıklar, derin
kanyonlar, çağıldayarak akan nehir…
Antik çağların taş köprüleri, kemerleri,
ışıltılı kentleri. Yukarı Köprüçay havzası Isparta’nın Sütçüler ilçesi
sınırlarında, Kasımlar Beldesin de . Köprüçay Isparta’nın Aksu ilçesi
sınırlarıda Dedegöl Dağın’dan doğup, Antalya Serik Boğazkent’ten Akdenize
dökülüyor.
Köprüçay, yolculuğu boyunca doğa harikası
kanyonlardan geçiyor. Bu kanyonun en ünlüsü Köprülü Kanyon Milli Parkı içinde
yer alan Oluk Köprü Kanyonu. Burada sayısız pınarların katkısıyla Köprüçay
büyük bir ırmak haline geliyor ve kanyondan çıktıktan sonra yer yer çoK sert
akıyor. Bu özelliği Köprüçay’ın bu bölümünü en önemli rafting parkurlarından
biri haline getiriyor.
Oluk Köprü bölgenin en önemli yapılarındandı. Köprüçay’ın adı da bu
köprüden geliyor.Delisarnıç ve Ballıbucak tarihi ve doğal dokusuyla bölgenin en
önemli ziyaret alanları.Köprünün güneyinde yer alan Beşkonak Köyü rafting
tutkunlarını ağırlıyor.Yılda yaklaşık bir milyon turistin ziyaret ettiği
bölgenin tercih edilme nedenleri arasında rafting ilk sırayı alıyor.
Terziler Köyünü
geçtikten sonra nehrin batısında yer alan
Aspendos Antik Kenti Köprüçayla anılan bir savaşa da ev sahipliği
yapmıştır. İÖ 467 yılında Yunanlılarla Persler arasında yapılan Eurymedon
savaşının Köprüçayda yapılan bir donanma savaşı olduğu söylenir.Eurymedon eski
Yunanca da “güzel akışlı su” anlamına geliyor. Antikçağda, bugünkü Aspendos
antik kentin bulunduğu bölgeye kadar bu nehrin üzerinde gemi işliyordu.
Yunanlılar Pers donanmasını burada bozguna uğrattılar. Köprüçay’ın bu bölümü
donanmayla girilebilecek kadar geniş ve taşımacılığa elverişliydi.(Kaynakça)
DUPNİSA MAĞARASI
Dupnisa Mağarası Kırklareli ilinin Demirköy ilçesinin Sarpdere Köyü
sınırları içerisinde, köyün 5 - 6 km güneybatısında yer almaktadı. ve
Trakya'nın turizme açılmış tek mağarasıdır.
Mağara iki kata ve üç girişe sahip bir yeraltı sistemidir. Sistemin
toplam uzunluğu 3150 m'dir. Üst bölümde Kız Mağarası ve Kuru Mağara yer alır.
Kuru olan bu mağaralar gelişimini tamamlamıştır. Bu mağaraların 50-60 m
aşağısında Sulu Mağara bulunur.
Sulu Mağara: Girişlerden birincisi Dupnisa Dolin girişidir. 1977
uzunluğundaki mağaranın 1000 m'si suludur. Mağara sonu girişe göre +61 m
yukarıdadır. Mağaradan çıkan kaynak Türk-Bulgar sınırı olan Rezve Deresini
oluşturmaktadır.
Kuru Mağara: İki ayrı girişle başlar. Kollardan biri 456 m, diğeri 363
m'dir. Birinci giriş Dupnisa girişinin 100 m GD yönünde ve 5 m'lik dik bir kuyu
şeklindedir.İkinci giriş bu noktadan 12 m aşağıda, 225 m GD yönündedir.
Mağaranın kollarından biri bir baca ile yeryüzüne bağlanır. Diğer kol Sulu
Mağara ile birleşir.Mağarada duvar taşları ve sarkıt-dikitler yoğundur.(KAYNAKÇA)
KARİNA GÖLÜ
YAĞMUR sonrası hava pırıl pırıl. Kirliliği ile ünlü Körfez bile sabahın
bu saatinde olduğundan temiz görünüyor. Gökyüzünde sağa sola serpiştirilmiş
pamuk gibi bulut kümeleri. O da ne...
AYNI bulut kümelerinden denizin üzerinde de var. Dikkatli bakınca anlıyorum.
Bunlar bulut değil, Kuş Cenneti'nin firari su kuşları. Sabah serinliğinde
özgürlüğün tadını çıkaran, keyifle avlanan kuşlar bana yıllardır gitmediğim Kuş
Cenneti'ni hatırlatıyor.
IRMAK Tanrı Maiandros, Dinar’ın Murat ve Soğanlı dağlarından doğup kıvrıla
büküle 560 kilometre yol katederek Söke Ovası’na ulaşır. Kollarını aça aça
köyler, kentler, dağlar, ovalar geçen; geçtiği her yerde efsaneler yaratan
Büyük Menderes, binlerce yıldır taşıdığı alüvyonlarla limanları doldurur,
koyları göle, adaları tepeye çevirir.
ADINA tapınaklar
kurulan, Olimpos tanrılarını kıskandıran saygı ve sevgi gören Maiandros sonunda
dünyanın en güzel lagün göllerinden birini oluşturarak Ege’ye kavuşur.
MENDERES’in denizle
buluşurken genişleyerek yarattığı bataklık alan, bu gün dünyanın sayılı sulak
alanlarından biri. Batıköy ve Doğanbey köyleri için de bereketli avlar sunan
bir göl. Soyları hızla tükenen tepeli pelikanların kuluçka alanı olan Karina
Gölü akşam alacasında rüya gibi. Günün son ışıkları suyun yüzünü yıkarken beliriveren
kıçları ağ yüklü balıkçı kayıkları, ileride suda oynaşan birkaç balıkçıl,
sazlıkların arasından geçip gelen ve o bildik efsaneyi fısıldayan rüzgar.
HANGİ efsane mi?
Dinleyin o zaman. Hem bir tanede de değil. Dedik ya Maiandros geçtiği her yerde
efsaneler yaratmış diye.
BİR gün çobanların
tanrısı Pan, su perisi Syrinks’i gölde yüzerken görür ve sarılmak için aniden
üzerine fırlar. Korkan Syrinks kaçar, Pan kovalar, zavallı su perisi perişan
halde kaçarken göle kendisini koruması için yalvarır. Aulokrene Gölü ona acır
ve sazlıkların arasında bir kamış yapar Syrinks’i.
RÜZGAR estikçe
sazlardan gelen ses etkiler Pan’ı. Yedi ayrı boyda kamış keser ve balmumuyla
bunları birbirlerine yapıştırarak benzersiz bir ses veren Pan flütü yapar. Aynı
kamışlar Kral Midas’ın sırrını da açıklar bir başka efsanede
APOLLON’u kızdırdığı
için lanetine uğrayan ve kulakları eşek kulağı gibi uzayan Kral Midas,
kulaklarını uzun Frigya külahı içinde gizler, sırrını bir tek berberi bilir. Bu
sırrı taşımaktan yorulan berber, bir gün bir kuyuya eğilir ve ‘‘Midas’ın
kulakları eşek kulakları’’ diye bağırır. Kuyunun çevresinde biten sazlar da
rüzgarın her esişinde, ‘‘Midas’ın kulakları eşek kulakları’’ diye fısıldar.
EFSANENİN peşinde
sazlıklara yaklaştık. Motoru durdurduk, teybi kapattık. Nefes almaktan bile
korkarak kulağımızı esen rüzgara verdik, sazları dinledik. İnanır mısınız?
Karina’nın sazları hala aynı efsaneyi fısıldıyor. Eğer çok ister ve iyi
dinlerseniz siz de Ege’nin en bereketli topraklarına sahip Söke, dünyanın sayılı sulak alanlarından birini de sınırları içinde barındırıyor. Tepeli pelikanların kuluçka alanı, lezzetli balıkların yetiştiği kutsal su Karina Gölü...(KAYNAKÇA)
İĞNE ADALARI LONGOZ
ORMANLARI
Temel özellikleri
Milli park,
Bulgaristan sınırında yer alan İğneada beldesi sınırlarında yer alır. Yöreyi
Türk topraklarına katan İne Bey'in adı yerleşmeye verilmiş, zamanla İğneada'ya
dönüşmüştür. Değişik koruma statülerine sahip alanlar birleştirilip Türkiye'nin
39.milli parkı oluşturulmuştur. Alan bataklıklar, subasar orman, tuzlu ve tatlı
su gölleri ile kıyı kumullarını bir arada barındıran ekosistemlerden
birisidir.Karadeniz'e kıyısı vardır.
Fiziksel özelikler
Yıldız dağlarından
Karadeniz'e ulaşan derelerin biriktirdiği alüvyonlar longozu oluşturmuştur.
İğneada'nın kuzeyinde Erikli Gölü, güneyinde Mert Gölü yer alır. Kıyı boyunca
uzanan kumul sistemini İğneada yerleşmesi kesintiye uğratır. 50-60 metre
genişliğindeki kumullar güneydeki Saka Gölüne kadar uzanır. Uzunluğu 10 km
kadar olan kumullar üzerinde kendine has bitkiler yaşar. Kumullar karadaki
bataklık, göl, longoz gibi tatlı su ekosistemleri ile denizi birbirinden
ayırır.
Milli park alanında
beş göl bulunur. Erikli Gölü lagün olmakla birlikte yazın denizle bağlantısı
kesilir. Çavuşdere akarsuyunun denize ulaştığı yerde Mert Gölü bulunur. Parkın
güneyinde denizden kumullarla ayrılan bir diğer göl ise Saka Gölüdür. Pedina
gölü ve Hamam gölü ise 1–2 km içeride bulunur.
Doğal yaşam
Bitkiler:Longoz ormanları
ve kumullar alandaki hassas ekosistemlerdir. Güneydoğu Avrupa'ya has
meşe-kızılağaç-dişbudak ormanlarının temsilcilerinden; sulak alanlarda dişbudak
ve kızılağaç, kuru alanlarda meşe türleri yaygındır. Ormanlar sarılıcı bitkiler
bakımından da zengindir.
Hayvanlar
Yaban kedisi, yaban
domuzu, yaban tavşanı, kır tavşanı, karaca, ağaç sansarı, kurt, porsuk, tilki,
gelincik, susamuru, alacalı kokarca, büyükkulaklı yarasa, milli parkta yaşayan
memeli türlerindendir.
Kuş türlerinden
önemli olanlar; Ak kuyruklu kartal, yeşil ağaçkakan, küçük orman kartalı,
baykuş, ibibik, kara leylek, yalıçapkını, gri balıkçıl, ile kara ağaçkakandır.
Karadeniz'den kış mevsiminde hamsi ve kalkan balığı, yaz mevsiminde istavrit,
mezgit ve dil balığı bulunur. Tatlı sularda kefal, alabalık, gümüş balığı yaşar.
Sürüngen türlerinden;
pürtüklü semender, Trakya tosbağası, engerek yılanı, oluklu kertenkele, küpeli
su yılanı yaşamaktadır.
Alan kullanımı
Alanda yapılabilecek
aktiviteler şu şekilde gruplandırılabilir: fotoğrafçılık, kuş gözlemi,
ekoturizim, orman ve dağ sporları, kumul, lagün, longoz ormanı, mevsimsel bataklık,
çayır, turbalık, piknik.
Ulaşım
İğne adaya
İstanbul'dan hareket eden otobüs seferleriyle ulaşmak mümkün. Alanda bulunan
otel ve pansiyonlardan yararlanmanın yanında çadır kampı yapma imkanı da
bulunur.(KAYNAKÇA)
ULUBEY KANYONLARI
Ulubey Kanyonları ve
Cam Teras
Ulubey Kanyonu
(Ulubey Canyon) Uşak ilinin Ulubey ilçesi sınırları içerisindedir. ABD deki
Arizona Eyaleti sınırları içersinde buluvnan Büyük Kanyon dan sonra dünyanın en
büyük 2. kanyonudur. Bugüne kadar bilinmeyen kanyon, Ulubey Çayı ve Banaz Çayı
boyunca devam eden bir ana kanyon ile buna bağlanan onlarca büyük yan
kanyonlardan oluşur. Ulubey çayı, bütün kanyonu adeta saklı bir cennete
çevirmiştir.
Ulubey'de ilin güney
ve güney batı kesimlerinde jeolojik yapının özelliğinden dolayı oluşan Ulubey
Kanyonu, kanyondan geçen Dokuzsele Deresi’nde meydana gelen kirlilikten dolayı
turizm açılamıyor. Kanyonun,
dibinden geçen Dokuzsele Deresi temizlendiğinde yamaç paraşütü ve doğa turizmine
açılması planlanıyor.
Kanyonda her türlü
meyve ve sebze yetiştirilir. Kanyona toprak yollardan iyi bir arazi aracı ile
inebilirsiniz veya belirlediğiniz bir güzergahta grup halinde yürüyüş
yapabilirsiniz. . Banaz çayında sal sporları, kayalıklarda tırmanış, kanyon
boyunca balonla gezinti yapılabilir. Ulubey İlçesi, Uşak merkeze 29 km
mesafededir ve gün boyu toplu taşıma imkânı vardır. Uşak merkezinde
konaklayabilir ya da kanyona hakim tepelerde çadır kurabilirsiniz.
Ulubey Kaymakamlığı
tarafından 2015 yılında hizmete açılan Kanyon Cam Teras Park 302 metrekare
büyüklüğünde bir kafeterya ve 135 metrekare büyüklügünde camdan oluşan seyir
terası yaptırılmıştır.Cam terasta metrekaye düşen ağırlık 801.2 kğ.dır.Camlar
30mm kalınlığında ve kurşun geçirmez
özelliğe sahipdir.(KAYNAKÇA)
Dağlardan doğan ve
yatağını doldurarak akan sular, sert kaya tabakalarıyla karşılaştıkları dik ve
engebeli bölümlerde ya da uçurumlarda şelaleler oluştururlar. Suyun akış
gücünün de simgesi olan her şelale, düşerken yarattığı görsel güzellikle veya
yağmurdan sonra oluşan gökkuşağının renkleriyle insanoğlunu derinden
etkilemektedir.
Estetik görünümüyle
Ağaran Şelalesi, ülkemizdeki bu nadide güzelliklerden biridir. Rize’nin Çayeli
ilçesine 12 kilometre mesafedeki Ağaran Şelalesi, Sırt Köyü sınırları
içerisindedir. İlçe merkezinden Şairler Deresi yoluyla ulaşılan şelale
güzergâhının son üç kilometresi, çay bahçeleri arasındaki toprak bir yoldan
devam etmektedir. Çok uzaklardan bile görülebilen şelale, adını yüksek ve sarp
bir kayadan etrafa bembeyaz köpükler saçarak düşmesinden dolayı almıştır. Bir
gölet oluşturan Ağaran Şelalesi’nin en güzel fotoğraflarını hemen karşısındaki
küçük tepecikten çekebilirsiniz.
IŞIKLI GÖLÜ
Işıklı Gölü, Denizli
ile Afyon arasında, Ege Bölgesinin İç Batı Anadolu bölümünde bulunan Işıklı
Gölü, adını Çivril ilçesine bağlı Işıklı bucak merkezinden almaktadır. Deniz seviyesinden 816 metre
yüksekliktedir. Çevresindeki bataklıklarla birlikte yüzölçümü 49 km²'dir. Kurak
mevsimlerde ise kapladığı alan
daralmaktadır. Batı, güneybatı ve kuzeybatıda alçak alanlar, doğu ve
kuzeydoğuda ise Akdağ ( Kıraçtepe'de
2.446 m.) ve güneyde ise Bozdağ (1.347 m)
ile çevrilidir. Çok sayıda dere
ile beslenen Işıklı
Gölünde çeşitli tatlı su balıkları yaşamaktadır. Işıklı Gölü aynı zamanda
düzenleyici bir göl olarak bilinir.
Aslında doğal bir göl olmasına rağmen su seviyesinin yükseldiği
dönemlerde etrafında bulunan yerleşim yerlerinin ve tarım arazilerinin su
baskınlarından korunması için DSİ tarafından etrafına bent çekilerek
yapay bir baraj gölü haline gelmiştir. Gölün güneybatısından sular Büyük Menderes'e aktarılır ve bu sular ekeneklerin
sulamasında kullanılır. Son zamanlarda makrofitlerin çoğalması ile bir otlanma
sorunu ortaya çıkmıştır.
Işıklı Gölü
sulama, balıkçılık ve balık çiftlikleri amaçları ile
değerlendirilmektedir. Aynı zamanda 1984
sonbaharında Türkiye'de kerevit
vebasının il görüldüğü yerdir
Işıklı Gölü
Kufi Çayı, Büyük
Menderes, Işıklı Pınarları ve yeraltı suları ile beslenen bu göl, tatlı su gölü
olma özelliği de taşımaktadır.Göl su kuşları için yumurtlama, kuluçka ve göç
ortamı oluşturmaktadır. Deniz kartalı, Küçük balaban, Erguvan balıkçıl,
sakarca, kıl ördek bu su kuşlarından bazılarıdır. Ayrıca gölün taşıdığı bu potansiyel sebebiyle Önemli Kuş
Alanı (ÖKA) edilmiştir.(KAYNAKÇA)
BOLVADİN OVASI
Coğrafya
Bolvadin, 31 derece 2
dakika doğu meridyeni ile 38 derece 43 dakika kuzey paralelinin kesiştiği noktada,
derin ve uzun bir alüvyon ova üzerine kurulmuştur.
Ege bölgesi'nin İç
Batı Anadolu kesminde yer alan Bolvadin güneyden Sultandağları, kuzeydoğudan
Emirdağları ile çevrilidir.
Ulaşım açısından İç
Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgelerini birbirine bağlayan kilit noktadadır. Deniz
seviyesinden ortalama yüksekliği 1016 metre ve yüzölçümü 1108 km² dir. Afyon
yüzölçümünün %12.85' ünü oluşturur.(KAYNAKÇA)
KARÇUKURU YALASI
Antalya’nın batısında
Beydağları’nın Bakırlı Dağ
silsilesinin orta kısmında,
Tunç Dağı’nın eteğinde bin
750 metre yüksekliktedir Kar
Çukuru Yaylası. Adından da
anlaşılacağı gibi kış aylarında
dağların ortasındaki
çukur karlarla dolar. Konyaaltı
ilçesine bağlı Bahtılı
köylülerinin yaylası olan
Kar Çukuru, yaz aylarında
da tertemiz ve serin havası
ile Antalya’nın sıcak yaz
günlerinde nefes aldığı bir
noktadır.
Rengarenk endemik
çiçekler açıyor
Kar Çukuru Yaylası, baharın
gelmesiyle birlikte beyaz
gelinliklerini çıkartır ve
yeşile bürünür. Kar Çukuru
Yaylası’nda yeniden kar
yağışının başlayacağı kış
aylarına kadar rengarenk
kır çiçekleri açar. Endemik
çiçeklerin yarattığı renk
cümbüşü görülmeye değer
Kar Çukuru Yaylası, Beydağları’nın en
yüksek
noktalarından Tunç Dağı’nın eteğinde.(KAYNAKÇA)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder