12 Aralık 2016 Pazartesi

görseller


KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN GÜZELLİKLER
                                                  DİDİM SAPLI ADA
Saplı Ada Tanıtımı
Tepeden bakınca limana bir kaşık gibi uzanan görüntüsüyle muhteşem bir manzarayı gözler önüne seren Saplı Ada Akbük'ün simgelerinden biri.
SİT alanı olarak koruma altına alına Saplı Ada'nın ilginç bir yapısı var. M.Ö. 1500'lü yıllarda Ege Denizi'nde meydana gelen çok büyük bir volkan patlaması sonucu etrafa saçılan küllerin birikimi ile oluşmuş. Günümüzde hala bu kül katmanını görmek mümkün. Adaya ulaştığınızda toprağın birkaç santim altına bakın; bu kül tabakasını göreceksiniz.
Akbük Koyu'nun yaklaşık 100 metre açıklarında yer alan adaya yürüyerek de ulaşabiliyorsunuz. Suların çekildiği zamanlarda ada ile kıyı arasında su yüksekliği dizlerinizde oluyor.
Ayrıca bir rivayete göre adadan 10 çakıl taşı toplayanın ömrü 10 yıl uzuyormuş.
Saplı Ada muhteşem güzelliği ile Akbük'ün en önemli parçalarından biri.(KAYNAKÇA)



                          BİLGELİK VADİSİ
Bilgelik Vadisi Köprüçay “Köprülü Kanyon”
Antik zamanların taş köprüleri, son demlerini yaşayan köyler ; bilgeliğin kuşattığı efsanevi hayatlar….Bütün bunlar Dedegöl Dağları’ndan doğup Antalya Serik’te Akdeniz’e dökülen Köprüçay’ın 160 kilometrelik akışı...
Antik zamanların taş köprüleri, son demlerini yaşayan köyler ; bilgeliğin kuşattığı efsanevi hayatlar….Bütün bunlar Dedegöl Dağları’ndan doğup Antalya Serik’te Akdeniz’e dökülen Köprüçay’ın 160 kilometrelik akışı boyunca sunduğu mucizeler. Suların dağların ve masalların coğrafyası…
Yüksek tepeler dev kayalıklar, derin kanyonlar, çağıldayarak akan nehir…
Antik çağların taş köprüleri, kemerleri, ışıltılı kentleri. Yukarı Köprüçay havzası Isparta’nın Sütçüler ilçesi sınırlarında, Kasımlar Beldesin de . Köprüçay Isparta’nın Aksu ilçesi sınırlarıda Dedegöl Dağın’dan doğup, Antalya Serik Boğazkent’ten Akdenize dökülüyor.
Köprüçay, yolculuğu boyunca doğa harikası kanyonlardan geçiyor. Bu kanyonun en ünlüsü Köprülü Kanyon Milli Parkı içinde yer alan Oluk Köprü Kanyonu. Burada sayısız pınarların katkısıyla Köprüçay büyük bir ırmak haline geliyor ve kanyondan çıktıktan sonra yer yer çoK sert akıyor. Bu özelliği Köprüçay’ın bu bölümünü en önemli rafting parkurlarından biri haline getiriyor.


Oluk Köprü bölgenin en önemli yapılarındandı. Köprüçay’ın adı da bu köprüden geliyor.Delisarnıç ve Ballıbucak tarihi ve doğal dokusuyla bölgenin en önemli ziyaret alanları.Köprünün güneyinde yer alan Beşkonak Köyü rafting tutkunlarını ağırlıyor.Yılda yaklaşık bir milyon turistin ziyaret ettiği bölgenin tercih edilme nedenleri arasında rafting ilk sırayı alıyor.
Terziler Köyünü geçtikten sonra nehrin batısında yer alan  Aspendos Antik Kenti Köprüçayla anılan bir savaşa da ev sahipliği yapmıştır. İÖ 467 yılında Yunanlılarla Persler arasında yapılan Eurymedon savaşının Köprüçayda yapılan bir donanma savaşı olduğu söylenir.Eurymedon eski Yunanca da “güzel akışlı su” anlamına geliyor. Antikçağda, bugünkü Aspendos antik kentin bulunduğu bölgeye kadar bu nehrin üzerinde gemi işliyordu. Yunanlılar Pers donanmasını burada bozguna uğrattılar. Köprüçay’ın bu bölümü donanmayla girilebilecek kadar geniş ve taşımacılığa elverişliydi.(Kaynakça)

       DUPNİSA MAĞARASI
Dupnisa Mağarası Kırklareli ilinin Demirköy ilçesinin Sarpdere Köyü sınırları içerisinde, köyün 5 - 6 km güneybatısında yer almaktadı. ve Trakya'nın turizme açılmış tek mağarasıdır.
Mağara iki kata ve üç girişe sahip bir yeraltı sistemidir. Sistemin toplam uzunluğu 3150 m'dir. Üst bölümde Kız Mağarası ve Kuru Mağara yer alır. Kuru olan bu mağaralar gelişimini tamamlamıştır. Bu mağaraların 50-60 m aşağısında Sulu Mağara bulunur.
Sulu Mağara: Girişlerden birincisi Dupnisa Dolin girişidir. 1977 uzunluğundaki mağaranın 1000 m'si suludur. Mağara sonu girişe göre +61 m yukarıdadır. Mağaradan çıkan kaynak Türk-Bulgar sınırı olan Rezve Deresini oluşturmaktadır.
Kuru Mağara: İki ayrı girişle başlar. Kollardan biri 456 m, diğeri 363 m'dir. Birinci giriş Dupnisa girişinin 100 m GD yönünde ve 5 m'lik dik bir kuyu şeklindedir.İkinci giriş bu noktadan 12 m aşağıda, 225 m GD yönündedir. Mağaranın kollarından biri bir baca ile yeryüzüne bağlanır. Diğer kol Sulu Mağara ile birleşir.Mağarada duvar taşları ve sarkıt-dikitler yoğundur.(KAYNAKÇA)

                                                    KARİNA GÖLÜ
YAĞMUR sonrası hava pırıl pırıl. Kirliliği ile ünlü Körfez bile sabahın bu saatinde olduğundan temiz görünüyor. Gökyüzünde sağa sola serpiştirilmiş pamuk gibi bulut kümeleri. O da ne...
AYNI bulut kümelerinden denizin üzerinde de var. Dikkatli bakınca anlıyorum. Bunlar bulut değil, Kuş Cenneti'nin firari su kuşları. Sabah serinliğinde özgürlüğün tadını çıkaran, keyifle avlanan kuşlar bana yıllardır gitmediğim Kuş Cenneti'ni hatırlatıyor.
IRMAK Tanrı Maiandros, Dinar’ın Murat ve Soğanlı dağlarından doğup kıvrıla büküle 560 kilometre yol katederek Söke Ovası’na ulaşır. Kollarını aça aça köyler, kentler, dağlar, ovalar geçen; geçtiği her yerde efsaneler yaratan Büyük Menderes, binlerce yıldır taşıdığı alüvyonlarla limanları doldurur, koyları göle, adaları tepeye çevirir.


 
ADINA tapınaklar kurulan, Olimpos tanrılarını kıskandıran saygı ve sevgi gören Maiandros sonunda dünyanın en güzel lagün göllerinden birini oluşturarak Ege’ye kavuşur.
MENDERES’in denizle buluşurken genişleyerek yarattığı bataklık alan, bu gün dünyanın sayılı sulak alanlarından biri. Batıköy ve Doğanbey köyleri için de bereketli avlar sunan bir göl. Soyları hızla tükenen tepeli pelikanların kuluçka alanı olan Karina Gölü akşam alacasında rüya gibi. Günün son ışıkları suyun yüzünü yıkarken beliriveren kıçları ağ yüklü balıkçı kayıkları, ileride suda oynaşan birkaç balıkçıl, sazlıkların arasından geçip gelen ve o bildik efsaneyi fısıldayan rüzgar.
HANGİ efsane mi? Dinleyin o zaman. Hem bir tanede de değil. Dedik ya Maiandros geçtiği her yerde efsaneler yaratmış diye.
BİR gün çobanların tanrısı Pan, su perisi Syrinks’i gölde yüzerken görür ve sarılmak için aniden üzerine fırlar. Korkan Syrinks kaçar, Pan kovalar, zavallı su perisi perişan halde kaçarken göle kendisini koruması için yalvarır. Aulokrene Gölü ona acır ve sazlıkların arasında bir kamış yapar Syrinks’i.
RÜZGAR estikçe sazlardan gelen ses etkiler Pan’ı. Yedi ayrı boyda kamış keser ve balmumuyla bunları birbirlerine yapıştırarak benzersiz bir ses veren Pan flütü yapar. Aynı kamışlar Kral Midas’ın sırrını da açıklar bir başka efsanede

APOLLON’u kızdırdığı için lanetine uğrayan ve kulakları eşek kulağı gibi uzayan Kral Midas, kulaklarını uzun Frigya külahı içinde gizler, sırrını bir tek berberi bilir. Bu sırrı taşımaktan yorulan berber, bir gün bir kuyuya eğilir ve ‘‘Midas’ın kulakları eşek kulakları’’ diye bağırır. Kuyunun çevresinde biten sazlar da rüzgarın her esişinde, ‘‘Midas’ın kulakları eşek kulakları’’ diye fısıldar.
EFSANENİN peşinde sazlıklara yaklaştık. Motoru durdurduk, teybi kapattık. Nefes almaktan bile korkarak kulağımızı esen rüzgara verdik, sazları dinledik. İnanır mısınız? Karina’nın sazları hala aynı efsaneyi fısıldıyor. Eğer çok ister ve iyi dinlerseniz siz de Ege’nin en bereketli topraklarına sahip Söke, dünyanın sayılı sulak alanlarından birini de sınırları içinde barındırıyor. Tepeli pelikanların kuluçka alanı, lezzetli balıkların yetiştiği kutsal su Karina Gölü...(KAYNAKÇA)

İĞNE ADALARI LONGOZ ORMANLARI
Temel özellikleri
Milli park, Bulgaristan sınırında yer alan İğneada beldesi sınırlarında yer alır. Yöreyi Türk topraklarına katan İne Bey'in adı yerleşmeye verilmiş, zamanla İğneada'ya dönüşmüştür. Değişik koruma statülerine sahip alanlar birleştirilip Türkiye'nin 39.milli parkı oluşturulmuştur. Alan bataklıklar, subasar orman, tuzlu ve tatlı su gölleri ile kıyı kumullarını bir arada barındıran ekosistemlerden birisidir.Karadeniz'e kıyısı vardır.
Fiziksel özelikler
Yıldız dağlarından Karadeniz'e ulaşan derelerin biriktirdiği alüvyonlar longozu oluşturmuştur. İğneada'nın kuzeyinde Erikli Gölü, güneyinde Mert Gölü yer alır. Kıyı boyunca uzanan kumul sistemini İğneada yerleşmesi kesintiye uğratır. 50-60 metre genişliğindeki kumullar güneydeki Saka Gölüne kadar uzanır. Uzunluğu 10 km kadar olan kumullar üzerinde kendine has bitkiler yaşar. Kumullar karadaki bataklık, göl, longoz gibi tatlı su ekosistemleri ile denizi birbirinden ayırır.

Milli park alanında beş göl bulunur. Erikli Gölü lagün olmakla birlikte yazın denizle bağlantısı kesilir. Çavuşdere akarsuyunun denize ulaştığı yerde Mert Gölü bulunur. Parkın güneyinde denizden kumullarla ayrılan bir diğer göl ise Saka Gölüdür. Pedina gölü ve Hamam gölü ise 1–2 km içeride bulunur.
Doğal yaşam
Bitkiler:Longoz ormanları ve kumullar alandaki hassas ekosistemlerdir. Güneydoğu Avrupa'ya has meşe-kızılağaç-dişbudak ormanlarının temsilcilerinden; sulak alanlarda dişbudak ve kızılağaç, kuru alanlarda meşe türleri yaygındır. Ormanlar sarılıcı bitkiler bakımından da zengindir.
Hayvanlar
Yaban kedisi, yaban domuzu, yaban tavşanı, kır tavşanı, karaca, ağaç sansarı, kurt, porsuk, tilki, gelincik, susamuru, alacalı kokarca, büyükkulaklı yarasa, milli parkta yaşayan memeli türlerindendir.
Kuş türlerinden önemli olanlar; Ak kuyruklu kartal, yeşil ağaçkakan, küçük orman kartalı, baykuş, ibibik, kara leylek, yalıçapkını, gri balıkçıl, ile kara ağaçkakandır. Karadeniz'den kış mevsiminde hamsi ve kalkan balığı, yaz mevsiminde istavrit, mezgit ve dil balığı bulunur. Tatlı sularda kefal, alabalık, gümüş balığı yaşar.
Sürüngen türlerinden; pürtüklü semender, Trakya tosbağası, engerek yılanı, oluklu kertenkele, küpeli su yılanı yaşamaktadır.
Alan kullanımı
Alanda yapılabilecek aktiviteler şu şekilde gruplandırılabilir: fotoğrafçılık, kuş gözlemi, ekoturizim, orman ve dağ sporları, kumul, lagün, longoz ormanı, mevsimsel bataklık, çayır, turbalık, piknik.


Ulaşım
İğne adaya İstanbul'dan hareket eden otobüs seferleriyle ulaşmak mümkün. Alanda bulunan otel ve pansiyonlardan yararlanmanın yanında çadır kampı yapma imkanı da bulunur.(KAYNAKÇA)
ULUBEY KANYONLARI
Ulubey Kanyonları ve Cam Teras
Ulubey Kanyonu (Ulubey Canyon) Uşak ilinin Ulubey ilçesi sınırları içerisindedir. ABD deki Arizona Eyaleti sınırları içersinde buluvnan Büyük Kanyon dan sonra dünyanın en büyük 2. kanyonudur. Bugüne kadar bilinmeyen kanyon, Ulubey Çayı ve Banaz Çayı boyunca devam eden bir ana kanyon ile buna bağlanan onlarca büyük yan kanyonlardan oluşur. Ulubey çayı, bütün kanyonu adeta saklı bir cennete çevirmiştir.
Ulubey'de ilin güney ve güney batı kesimlerinde jeolojik yapının özelliğinden dolayı oluşan Ulubey Kanyonu, kanyondan geçen Dokuzsele Deresi’nde meydana gelen kirlilikten dolayı turizm açılamıyor. Kanyonun, dibinden geçen Dokuzsele Deresi temizlendiğinde yamaç paraşütü ve doğa turizmine açılması planlanıyor.



Kanyonda her türlü meyve ve sebze yetiştirilir. Kanyona toprak yollardan iyi bir arazi aracı ile inebilirsiniz veya belirlediğiniz bir güzergahta grup halinde yürüyüş yapabilirsiniz. . Banaz çayında sal sporları, kayalıklarda tırmanış, kanyon boyunca balonla gezinti yapılabilir. Ulubey İlçesi, Uşak merkeze 29 km mesafededir ve gün boyu toplu taşıma imkânı vardır. Uşak merkezinde konaklayabilir ya da kanyona hakim tepelerde çadır kurabilirsiniz.
Ulubey Kaymakamlığı tarafından 2015 yılında hizmete açılan Kanyon Cam Teras Park 302 metrekare büyüklüğünde bir kafeterya ve 135 metrekare büyüklügünde camdan oluşan seyir terası yaptırılmıştır.Cam terasta metrekaye düşen ağırlık 801.2 kğ.dır.Camlar 30mm kalınlığında  ve kurşun geçirmez özelliğe sahipdir.(KAYNAKÇA)
AĞARAN ŞELALESİ
Dağlardan doğan ve yatağını doldurarak akan sular, sert kaya tabakalarıyla karşılaştıkları dik ve engebeli bölümlerde ya da uçurumlarda şelaleler oluştururlar. Suyun akış gücünün de simgesi olan her şelale, düşerken yarattığı görsel güzellikle veya yağmurdan sonra oluşan gökkuşağının renkleriyle insanoğlunu derinden etkilemektedir.
Estetik görünümüyle Ağaran Şelalesi, ülkemizdeki bu nadide güzelliklerden biridir. Rize’nin Çayeli ilçesine 12 kilometre mesafedeki Ağaran Şelalesi, Sırt Köyü sınırları içerisindedir. İlçe merkezinden Şairler Deresi yoluyla ulaşılan şelale güzergâhının son üç kilometresi, çay bahçeleri arasındaki toprak bir yoldan devam etmektedir. Çok uzaklardan bile görülebilen şelale, adını yüksek ve sarp bir kayadan etrafa bembeyaz köpükler saçarak düşmesinden dolayı almıştır. Bir gölet oluşturan Ağaran Şelalesi’nin en güzel fotoğraflarını hemen karşısındaki küçük tepecikten çekebilirsiniz.


   IŞIKLI GÖLÜ
Işıklı Gölü, Denizli ile Afyon arasında, Ege Bölgesinin İç Batı Anadolu bölümünde bulunan Işıklı Gölü, adını Çivril ilçesine bağlı Işıklı bucak merkezinden  almaktadır. Deniz seviyesinden 816 metre yüksekliktedir. Çevresindeki bataklıklarla birlikte yüzölçümü 49 km²'dir. Kurak mevsimlerde ise kapladığı alan  daralmaktadır. Batı, güneybatı ve kuzeybatıda alçak alanlar, doğu ve kuzeydoğuda ise Akdağ  ( Kıraçtepe'de 2.446 m.) ve güneyde ise Bozdağ (1.347 m)  ile çevrilidir. Çok sayıda dere
ile beslenen Işıklı Gölünde çeşitli tatlı su balıkları yaşamaktadır. Işıklı Gölü aynı zamanda düzenleyici bir göl olarak bilinir.      Aslında doğal bir göl olmasına rağmen su seviyesinin yükseldiği dönemlerde etrafında bulunan yerleşim yerlerinin ve tarım arazilerinin  su  baskınlarından korunması için DSİ tarafından etrafına bent çekilerek yapay bir baraj gölü haline gelmiştir. Gölün güneybatısından sular Büyük  Menderes'e aktarılır ve bu sular ekeneklerin sulamasında kullanılır. Son zamanlarda makrofitlerin çoğalması ile bir otlanma sorunu ortaya  çıkmıştır.



Işıklı  Gölü  sulama, balıkçılık ve balık çiftlikleri amaçları ile değerlendirilmektedir. Aynı zamanda 1984  sonbaharında Türkiye'de kerevit  vebasının il görüldüğü yerdir
Işıklı Gölü
Kufi Çayı, Büyük Menderes, Işıklı Pınarları ve yeraltı suları ile beslenen bu göl, tatlı su gölü olma özelliği de taşımaktadır.Göl su kuşları için yumurtlama, kuluçka ve göç ortamı oluşturmaktadır. Deniz kartalı, Küçük balaban, Erguvan balıkçıl, sakarca, kıl ördek bu su kuşlarından bazılarıdır. Ayrıca gölün  taşıdığı bu potansiyel sebebiyle Önemli Kuş Alanı (ÖKA) edilmiştir.(KAYNAKÇA)
               BOLVADİN OVASI
Coğrafya
Bolvadin, 31 derece 2 dakika doğu meridyeni ile 38 derece 43 dakika kuzey paralelinin kesiştiği noktada, derin ve uzun bir alüvyon ova üzerine kurulmuştur.
Ege bölgesi'nin İç Batı Anadolu kesminde yer alan Bolvadin güneyden Sultandağları, kuzeydoğudan Emirdağları ile çevrilidir.
Ulaşım açısından İç Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgelerini birbirine bağlayan kilit noktadadır. Deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 1016 metre ve yüzölçümü 1108 km² dir. Afyon yüzölçümünün %12.85' ünü oluşturur.(KAYNAKÇA)







 KARÇUKURU YALASI
Antalya’nın batısında
Beydağları’nın Bakırlı Dağ

silsilesinin orta kısmında,
Tunç Dağı’nın eteğinde bin
750 metre yüksekliktedir Kar
Çukuru Yaylası. Adından da
anlaşılacağı gibi kış aylarında                                                            
dağların ortasındaki
çukur karlarla dolar. Konyaaltı
ilçesine bağlı Bahtılı
köylülerinin yaylası olan
Kar Çukuru, yaz aylarında
da tertemiz ve serin havası
ile Antalya’nın sıcak yaz
günlerinde nefes aldığı bir
noktadır.
Rengarenk endemik
çiçekler açıyor
Kar Çukuru Yaylası, baharın
gelmesiyle birlikte beyaz
gelinliklerini çıkartır ve
yeşile bürünür. Kar Çukuru
Yaylası’nda yeniden kar
yağışının başlayacağı kış
aylarına kadar rengarenk
kır çiçekleri açar. Endemik
çiçeklerin yarattığı renk
cümbüşü görülmeye değer
Kar Çukuru Yaylası, Beydağları’nın en yüksek
noktalarından Tunç Dağı’nın eteğinde.(KAYNAKÇA)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder